Ali'nin Sekiz Günü - Unutur Gibi Olursun Sözleri



Ali'nin Sekiz Günü - Unutur Gibi Olursun Sözleri

Bir Türkü Barda tanıdım Mehmet’i ben. Onu tanıdığım Türkü Barın da sahibiymiş. Bir hafta sonu öğretmen arkadaşların ısrarıyla eğlenmeye gitmiştik. İçimizden birinin de samimi arkadaşıymış Mehmet. Eskilerdenmiş, eski hızlı solculardan. Gecenin ilerleyen saatlerinde öyle yanımıza geldi. Tanışma faslından sonra masamıza oturdu. İlk başta kaba saba ayının biri gibi geldi bana pek ilgilenmedim onunla ama bütün gece gözlerini bana dikmiş bakışlarıyla yiyordu beni sanki. Ve sonra göz göze gelince de bakışlarını kaçırıyordu benden. Uzun bir saat sürdü böyle. Bazen inadına gözlerimi ona dikiyordum. Bakışlarını benden kaçırmak için gösterdiği o tuhaf çabayı görmek için. Neyse o tuhaf oyun sürerken içkiler su gibi akıyordu. Hepimiz dut gibi sarhoş olmuştuk. Böyle en çok da ben. Önüme ne konsa içiyordum böyle ayakta duracak hâlim kalmamıştı. İçtikçe sürekli çişim geliyordu. Böyle tuvalete gitmek için masadan kalktığım anlarda bir iki kere bunun üzerine düşer gibi oldum. Kıpkırmızı olup beni tutmaya çalışarak düşmemi engelliyordu. İçimden ayı bilerek üstüne düştüğümü sanıyor diyordum. Ve doğruydum herhalde çünkü artık bakışları pervazsız bir hâle geldi. Beni soymuyor bakışlarıyla yiyordu, düzüyordu sanki. Neyse, ne kadar oturduk bilmiyorum. Artık iyice sarhoş olmuştum. Böyle ayakta duracak halim kalmamıştı ama ancak oturmayı becerebiliyordum. Böyle saat iyice ilerledi. Bir türkü geldi aklıma. Sözlerini de melodisini de tam çıkaramıyorum, mırıldanıp duruyorum türküyü. Neyse, bu saat iyice ilerledi müşteriler gitti. Bizim grup iyice sarhoş oldu. Böyle küçük kavgalar, kıskançlıklar çıktı ama bu hepsini ayırıp barıştırdı. Kimse bize gidin de diyemiyor. Patron masada ya. Neyse, ben hâla o türküyü mırıldanıp duruyorum. Sonra bir an böyle sen ne mırıldanıyorsun dedi. Türkü dedim. Sözlerini de melodisini de çıkaramıyorum. Biraz mırıldan dedi, mırıldandım. İçeriden garsonlardan birine seslendi. Garson bunun yanına koşarak geldi. Çocuğun kulağına eğildi bir şeyler söyledi. Koşarak gidip sahneden bağlamayı getirdi buna. İçimden, ayı hâla hava atıyor diye geçirirken benim o mırıldandığım türküyü çalmaya başladı. Bak sen ayı bağlama da çalabiliyormuş dedim. Neyse, ardından türküyü de söylemeye başladı. O türküyü söylemeye başlar başlamaz onun sesini duyar duymaz bir an da başka bir zamana geçtim. Böyle büyülendim. Bütün gece hatırlamaya çalıştığım türküyü o kadar güzel söylüyordu ki. Masadaki herkes ağlamaya başladı, ben dahil. O kadar güzel türkü söyleyip o kadar güzel bağlama çalan bir adam çok iyi biri diye düşündüm ve o an içimden bu adam benim olmalı dedim. Ben de onun. Öyle de oldu. Biz o gece birlikte olduk. Ertesi gün çekti gitti. Bir gecede aşık olmuştum ona. Kendimi kaptırmıştım. Böyle yiyemiyor, içemiyor böyle kendimi derslere veremiyordum. İstanbul sokaklarında ruh gibi dolaşıyordum. Ama ortalarda yoktu, aramıyordu da. Neyse bir gece böyle delirip onla tanıştığım Türkü Bara gittim. Yoktu. Çalışanlara sordum ama bana nerede olduğunu söylemiyorlardı. Böyle delirecek gibiydim. Bütün aklım onunla doluydu. Kendimi unutmuştum. Böyle ailemi, işimi… Nedensiz ağlama krizlerine giriyordum. Böyle işte otobüste, okulda. Bir gün okuldan çıkmış eve gidiyorum böyle vazgeçtim. Sokaklarda amaçsız dolaşmaya başladım. Çünkü eve girdiğim zaman yalnızlıktan onu daha çok düşünüp daha kötü oluyordum. Ne kadar dolaştım bilmiyorum. Mağaza vitrinlerine, sinema afişlerine baka baka uzun bir zaman geçirdim. En son uyuma vakti geldi diye eve döndüğümde onu kapıda beni bekler buldum. Delirdim, vurdum ona. Öptüm, yeniden vurdum ona, yeniden öptüm. Ağladım, güldüm… Onunla hayatımın en güzel bir haftasını geçirdim. Ama bir hafta sonra yeniden gitti. Artık delirecek gibiydim. Öküzler gibi bağıra bağıra ağladım. İçim çürüyordu. Böyle organlarım büzüşüyordu. Yok dedim bu böyle olmayacak, unutmam lazım bunu dedim. Terapistlere gittim unutamadım. Başka erkeklerle flört ettim unutamadım. Böyle her gece sarhoş oldum unutamadım. Unutamadım. En son izimi kaybettirmek için işte geri döndüğünde beni bir daha bulamasın diye bu mahalleye taşındım. Unuturum dedim, unutur gibi oldum ama yeniden çıktı karşıma. Ben onu ne kadar çok sevdiğimi yeniden anladım. Ve o yeniden gitti. Neden gidiyor bilmiyorum. Onu tanıdığımı sanıyorum sonra hiç tanımadığıma karar veriyorum. Bu sefer onu çözdüm diyorum sonra bir bakıyorum ona ben hiç yaklaşamamışım bile. Bunu fark ediyorum. Ve her gittiğinde deliriyorum. Ve bulamıyorum onu. Ve merak ediyorum. Ve özlüyorum… Ama bu kez unutacağım onu. Geldiğinde kapıyı açmayacağım ona. Ona kucağımı açmayacağım. Onu yatağıma almayacağım. Dokunmayacağım ona. Koklamayacağım, onu öpmeyeceğim. Ve unutacağım onu. Unutacağım…
Ali'nin Sekiz Günü - Unutur Gibi Olursun Sözleri Reviewed by farukkyldzx on 09:51 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Tüm hakları saklıdır. 2017 Şarkı Sözleri © 2017 - 2018

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Copyright © 2017 Faruk Yıldız. Blogger tarafından desteklenmektedir.